Sendikamızın örgütlü olduğu Goodyear, Brisa ve Pirelli
toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 17 Nisan 2012 tarihinde anlaşmayla
sonuçlandı. Bağıtlanan toplu iş sözleşmesiyle üyelerimizin satın alma
gücü korunarak yeni haklar elde edildi. İşe giriş ücreti başta olmak
üzere kazanılmış haklarımızın korunduğu toplu sözleşmede 4857 Sayılı İş
Yasasının esneklik hükümlerine yer verilmedi. Üyelerimizin özel
emeklilik sistemine işverenin %3 katkısıyla girmesi sağlandı. Toplu
sözleşmede ayrıca geçici işçilerinde sendika üyesi olarak ücret zammı
elde etmesi hükümü getirildi.Bağıtlanan toplu iş sözleşmesiyle ilgili
olarak 18.04.2012 tarihinde Özgür Kocaeli Gazetesi'nde çıkan köşe yazısı
aşağıdadır.
KARACAN'IN YARATTIĞI FARK
Nahit ÇİĞİT
Özgür Kocaeli/18.04.2012
Lastik fabrikalarında yürütülen toplu sözleşme pazarlığı ilimizi yakından ilgilendiriyor. Sadece üç büyük lastik fabrikası Brisa, Pirelli, Goodyear'da çalışan işçi ve ailelerini değil, tüm kent esnafını, tüccarını, müteahhidini ilgilendiriyor. Çünkü bu toplu sözleşme sonunda gerçekleşen zam doğrudan kent ekonomisine dönüyor.
İlimizi bu kadar yakından ilgilendiren toplu görüşmeler aslında ülkenin geri kalanı tarafından da dikkatle takip ediliyor. Çünkü Lastik-İş ile işveren arasındaki pazarlıklarda çok özel maddeler görüşülüyor, işçi adına kazanımlar sağlanıyor. Bu yönüyle Türkiye Çalışma Hayatını oluşturan tüm öğeler Lastik toplu sözleşmesindeki gelişmeleri takip ediyor.
Lastik sözleşmelerinin yarattığı bu farklılık Lastik-İş Sendikası'ndan kaynaklanıyor. Lastik-İş 1950'li yıllardan itibaren Türkiye İşçi Hareketi'ne damgasını vuran bir sendika. Bu sağlam altyapı sayesinde artık sendikacılığın bittiği, işçi sınıfının etkisizleştirildiği bu dönemde dahi dimdik durabiliyorlar. Son dönemde elde edilen başarıda Genel Başkan Abdullah Karacan'ın da büyük payı var.
Abdullah Karacan farklı bir adam. Aslında Türkiye'de bütün sendika liderleri bu kadar kararlı, tutarlı, konusuna hakim, hepsinden önemlisi, üyesine gerçekten saygı ve sevgi besleyen insanlar olsa, bugün ülkemizde emekçiler çok daha farklı konumlarda bulunabilirlerdi.
Karacan’ın tek işlevi iki yılda bir toplu sözleşme pazarlıklarına katılmak değil. Fabrikada bir işçinin gözüne çöp kaçsa, Genel Başkan Karacan bununla ilgileniyor. Lastik işçisini çalıştığı fabrikalarda kimse itilip, kakılamaz, en iyi işçi yemeği lastik fabrikalarında çıkar. Başka fabrikalarda işçiler mesai bitiminde arap sabunu ile yıkanırken, Lastik-İş üyeleri en kaliteli temizlik malzemelerini kullanır.
Bu dönem lastik sözleşmesinde alınan yıllık bazdaki yüzde 11.5'luk zam, çok yüksek değil. Ama “İşe giriş ücreti” maddesinin, bütün işçiler ve aileleri için “Sağlık sigortası” maddesinin korunmuş olması, bunların üzerine “Özel emeklilik sigortası” hakkının alınması son derece büyük başarı. Bu maddelerin hiç biri, Türkiye'de hiçbir özel sektör işyerinde bulunmuyor. Karacan, daha pazarlığın başında kırmızı çizgilerini çekti. İşverenler, lastik işçilerinin, Genel Başkan Karacan'ın bir işareti ile greve çıkabileceğini gördü.
Süreç çok iyi yönetildi. İşçi adına önemli kazanımlar içeren bir sözleşme imzalandı.
Genel Başkan sendikanın bütün üyelerini, kardeşi, arkadaşı gibi görüyor. Karacan, bu kentte İzmitli gençlerin iş sahibi olmasında da çok önemli bir faktör. İşçinin kendisine olan sevgisini, güvenini, işçinin kendisine yönelik tezahüratını çok önemsiyor ve seviyor. Masaya oturduğunda, kendisini lastik üreten tezgahın başındaki işçi olarak görüyor. Lastik-İş üyelerinin, Türkiye koşullarında olabilecek en yüksek standartlarda ve en geniş güvence içinde çalışması gerektiğine yürekten inanıyor. İşte bu, Karacan'ı ve Lastik-İş'i başarılı yapıyor.
Lastik-İş kurumsal olarak çok güçlü. Türkiye'nin ekonomik anlamda belki de en rahat sendikası. Türkiye'de kendi siyasi geleceği için sendika parasını harcayan, kendi keyfi için lüks harcamalar yapan çok sendika ağası var. Karacan'ı böyle işlerin içinde göremiyorsunuz. İstese İstanbul'da saltanat içinde yaşayabilir. O İzmit'ten ayrılmıyor. Kâh bir esnaf lokantasında yemekte rastlıyorsunuz, kâh bir arkadaşının işyerinin önünde sandalyeye oturmuş çayını yudumlarken görüyorsunuz. Başkanlıktan elde ettiği en büyük kazanç işçinin sevgisi, işçi ailelerinin ilgisi.
Dileyelim ki, diğer büyük sektörlerde yetkili olan Türk Metal, Petrol-İş, Maden-İş gibi sendikalar da Karacan gibi genel başkanlar bulabilsin.
