Lastik-İş Örnek Olsun

Ülkemizde sendika yöneticiliği ağalık olmuştur. Profesyonel sendikacı rütbesine ulaşanlar, sözde temsil ettikleri üyeleri emekçilerin 8-10 katı yüksek ücret alırlar. Ballı, beleş gezileri kaçırmaz, üstelik bu gezilerden kendilerine harcırah yazarlar. Profesyonel sendikacılar gün gelir seçim kaybeder de bu görevden düşerlerse, yine temsil ettikleri emekçilerin emeklilikte aldıkları tazminatın çok daha üzerinde tazminatı sendikanın hazır kuru parasından küt diye çekerler.

Bu lükse, bu hak edilmişliğin çok üstündeki gelir imkanına karşılık sendikacılar üyeleri için ne yaparlar?.. Neredeyse hiç. Türkiye’de sendikalar sağlam, güvenilir olsa, sendikacılar gerçekten temsil ettikleri kitleleri düşünüyor olsa, taşeronlaşma böylesine yaygın hale gelebilir miydi?..

İki yılda bir birkaç ay içinde 4-5 toplu sözleşme oturumuna katılırlar. İşverenle sözde pazarlık yaparlar. Al gülüm, ver gülüm pazarlığın ardından, enflasyon oranında minik bir ücret artışının altına imza atarlar. Sendikalar, işverenlerle, patronlarla mücadele etmek yerine aynı işkolundaki rakip sendikalarla didişirler. Hatta sendikaların didişmesi yüzünden, bazı işçiler işlerinden olurlar.

Giderek itibarsızlaşan sendikacılık dünyamızda, Lastik-İş bir ilke imza atıyor. Lastik-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan, bazı uygulamaları, tarzı nedeniyle, geçmişte bu sütunlarda da eleştirilmişti. Ancak bugün Abdullah Karacan’ın her türlü övgüyü hak ettiğine, Türkiye’de belki kesinlikle yenilenmesi gereken sendikacılık anlayışında öncülük ettiği konusunda takdire fazlasıyla layık olduğunu düşünüyorum.

Lastik-İş Genel Merkezi, üyeleri için İzmit sahilinde, eski Vinsan arazisinde Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği 12 dönümlük alanda, çok mükemmel bir sosyal tesis kurmak için adamı attı. Karacan, kongreler döneminde bu konuda söz vermişti. Lastik-İş Türkiye’nin en varlıklı sendikalarından biri. Ama sendika yönetimi, işçilerden toplanan aidatlarla oluşan bu büyük maddi varlığın üzerine yatabilirdi.

Karacan, en ağır iş kolunda çalışan, boş zamanlarında aileleri ile birlikte en iyi dinlenmeyi fazlasıyla hak eden üyesi lastik işçileri için tesis kuruyor. Lastik işçileri arasında ok sayıda tanıdığım vardır. Hepsi mutlu. Hepsinin özgüveni yükseldi. Hepsi sendikaları ile gurur duyuyor ve Genel Başkan Karacan’ı omuzlarda taşımaya hazırlanıyor.

Ülkemizde subayların, siyasetçilerin, memurların aileleri ile birlikte yararlandığı, parası milletin cebinden çıkmış sosyal tesisler vardır. İşadamları, patronlar zaten lüks içinde yaşarlar. Lastik işçisi, Türkiye’de gelir açısından-bu da yine Karacan sayesindedir- en üst kademeye çıkmış işçidir. Hemen hepsi arabasını aldı, evini aldı. Ama bu ağır işkolunda çalışan insanların, “Benim” diyebileceği bir sosyal tesisi yoktu. Büyük olasılıkla bu yılın sonuna kadar eski Vinsan şantiyesi içinde, Körfez’in bitiminde, sahilde Lastik-İş’in tesisi tamamlanmış olacak.

İşçi, ailesini, çoluk çocuğunu alıp, “Burası benim” diyebileceği tesise gidecek. Saunası, yüzme havuzu olacak. Eşi, çocukları, o işçi ile gurur duyacak. Temiz, ucuz yemek yiyecekler. Düğünü, cemiyeti olan lastik işçisi, bu tesisi kullanacak.

Umarım, belli koşullarda Lastik-İş’in bu tesisi, ilimizdeki bütün sendikalı işçilere, hatta halka da açılır. Böyle bir uygulama olursa, eminim ben de ailece bir yere gitmek istediğimde öncelikle Lastik-İş tesisini tercih ederim.

Lastik-İş’in bu yaptığını, ilimizde Petrol-İş yapabilirdi. Türk Metal yapabilirdi. Hiç umurlarında olmadı. Sendikaların şube başkanları, hem taşıdıkları sıfat, hem ceplerindeki para sayesinde, diledikleri yere girip çıkabiliyor. Ama işçiler nereye gidecek?.. Ailesini nereye götürecek.

2009 seçimlerinin hemen ardından Belediyelerden binlerce yeni üye kazanan Hizmet-İş sendikası böyle bir tesisi yapmalıydı.

Hiç birinin umuru olmadı. Karacan ve Lastik-İş öncülük yapıyor.

Lastik-İş Genel Başkanı, İzmit’te üyeleri için yapacakları bu tesisten başka, Ege veya Akdeniz sahilinde, yine üyeleri ve aileleri için yaz aylarındaki izin dönemlerini değerlendirebilecekleri mükemmel bir tatil sitesi kuracaklarını söylüyor. Lastik işçisi ve aileleri bunu da fazlasıyla hak ediyor. Karacan’ın da verdiği sözü tutacağına inanıyorum.

İzmit sahilindeki bu tesis, Lastik-İş’in, dolayısı ile sendikaların itibarını yükseltecektir. Lastik işçisinin özgüvenini arttıracak, her toplu sözleşme döneminde fazlasıyla ihtiyaç duyulan dayanışma duygusunu pekiştirecektir. Umarım, diğer sendikalar da Karacan ve Lastik-İş’i örnek alırlar. Hem üyelerine hizmet, hem de sendikacılık kurumuna itibar için böyle hamleler yaparlar. Emin olun, bütün bunlar için sendikaların yeterince parası da var. Yeter ki, bu paraları boşa harcamasınlar.

Kocaeli’de sendikacılığın yeni bir boyut kazanacağına inanıyorum. Çok yakında, muhtemelen 12 Haziran seçimlerinin ardından Belediye-İş ilimizde büyük bir hamle yapacak. Büyük olasılıkla Hizmet-İş çok küçülecek, Belediye-İş yeniden ve çok sağlam biçimde Büyükşehir’de de örgütlenecek.

Umarım, Lastik-İş ve Karacan’ı, sonraki aylarda Belediye-İş takip etsin. İlimizde işçilerin, emekçilerin sendikaları tarafından yapılmış sosyal tesisleri çoğalsın. Sayın Karacan’ı üstlendiği bu öncülük görevi nedeniyle kutlarım.