Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Abdullah KARACAN’ın Bakanlar Kurulu’nun Goodyear, Pirelli ve Brısa işyerlerindeki grev kararlarının ertelemesine yönelik kararı ile ilgili basın açıklaması;
Sendikamızın örgütlü olduğu İzmit ve Adapazarı’nda kurulu Goodyear, Pirelli ve Brısa işyerlerinde, sendikamızca alınan grev kararı Bakanlar Kurulu tarafından 21.03.2004 tarihinde ertelenmiştir. Bu erteleme kararı ülkemizdeki sendikal haklara ve toplu pazarlık sistemine indirilmiş bir darbedir ve grev hakkının ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.
Çünkü ; - Bu grev ertelemesi 1991 yılında başlayan grev ertelemelerinin bir devamıdır. Bu ertelemeyle en temel haklardan birisi olan grev hakkı lastik işkolunda son on yıl içinde 4.kez engellenmektedir. Bu durum yasayla tanınmış bir hakkın fiili olarak yasaklanmasıdır. - Bakanlar Kurulu lastik işkolundaki uyuşmazlığın gerçek sorumlusunun işverenler olduğunu bilmesine rağmen bu grev erteleme kararını almıştır. Toplu sözleşme görüşmeleri süresince işverenler masada çözüm aramaktan kaçınmış, ortaya koydukları kabul edilemez tekliflerle toplu sözleşme düzenini yok etmeyi amaçlamış ve kasıtlı olarak uzlaşmayı engellemişlerdir. Sendikamız işverenlerin grev ertelemesi konusunda güvence aldıklarını ve bu nedenle uzlaşmaya yanaşmadıklarını ilgili bütün organlara her görüşmede bildirmiştir. Bakanlar kurulu bu grev erteleme kararı ile açıkça taraf olmuş ve yasalardan kaynaklanan yetkilerini kötüye kullanarak Anayasa suçu işler duruma düşmüştür. - Grev ertelemesinin nedeni milli güvenlik olarak gösterilmektedir. Oysa lastik işkolunda gerçekleştirilecek grevlerin milli güvenlik gerekçesiyle ertelenemeyeceği konusunda Danıştay’ca alınmış Yargı kararı vardır.
Genel olarak bakıldığında bu karar sadece bir grev ertelemesi değildir. Bu kararla demokratik bir hakkın özü yok edilmektedir. Bugün ülkemizde toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı son dönemdeki Şişe Cam grevi başta olmak üzere alınan grev ertelemeleriyle birlikte değerlendirildiğinde, varlıklarından ancak kağıt üzerinde söz edilen kavramlar haline gelmiştir. Bu ölçüde yaygın bir grev ertelemesi ülkemizi en temel insan hak ve özgürlüklerinin kullanılamadığı bir ülke durumuna düşürmektedir. Böylece sorun yalnızca grevi ertelenen işçilerin sorunu olmaktan çıkmakta, ülkemizde yaşayan tüm insanların yasalardan kaynaklanan haklarını kullanıp kullanamaması sorununa dönüşmektedir. Bu gün çeşitli nedenlerle lastik grevlerinin ertelenmesine karşı çıkamayanlar, önümüzdeki günlerde kendilerinin en temel haklarına kısıtlama getirildiğinde yanlarında kimseyi bulamama tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Bakanlar Kurulu’nca alınan bu grev ertelemesiyle gelişmeler yalnızca sendikal haklara sınırlama getirmenin çok ötesine geçmiş ve bir demokrasi sorunu doğurmuştur. Ülkemizin çağdaş uygarlık çizgisinde gelişmesini özleyen ve demokratik bir toplumda yaşayan herkes bu grev ertelemesine karşı sesini yükseltmelidir.
Aldığı bu son kararla siyasal iktidar Avrupa Birliği üyeliği konusunda ortaya koyduğu yaklaşımlarla da çelişki içine düşmüştür. Sendikal haklar konusunda Avrupa Birliği normlarına ulaşmak için atılması gereken hiçbir adımı atmayan bu hükümet, ülkeyi yönetebilmek için yasaklardan ve baskılardan medet uman bir çizgi izlemektedir. Oysa sendikal haklarla ve çalışma yaşamıyla ilgili uluslararası kurallar ve Avrupa Birliği düzenlemeleri ülkemizdeki yasalara göre daha sınırlayıcı değil tersine hak ve özgürlükleri genişleten bir çerçeve öngörmektedir.
Bu gelişmeler, önümüzdeki dönemin, hükümetin yasa tanımaz tutumu dolayısıyla sendikalar tarafından yıllardır büyük zorluklarla elde edilmiş bulunan işçi hak ve özgürlüklerini korumak için çetin bir mücadele içine girecekleri bir dönem olacağını açıkça göstermektedir. Bu grev ertelemesi sendikamızı 50 yıldır sürdürdüğü demokrasi mücadelesinden vazgeçiremeyecek ve bu mücadele emeğin temel hak ve özgürlüklerini tanıyan demokratik bir toplum yaratılana kadar devam edecektir.
|