Gazetenizin 13 Mart 2006 tarihli sayısındaki “Çizgi” başlıklı yazınızda, 10 mart 2006 tarihli sayınızda, Eray Şahin imzalı ve “Lastik İşkolundaki Mücadelenin Analizi” başlıklı yazı nedeniyle, “sendikamız Lastik-İş’e bir açıklama borçlu olduğunu”, “kanaat yazılarının vicdani sorumluluğunun yazarlarına ait olmakla” birlikte “bunun kurumsal sorumluluğunuzu ortadan kaldırmadığını” ve de yazıda ifade edilen görüşlerin “Kocaeli Demokrat’ın kurumsal duruşu ya da tercihlerini ifade etmediğini” örnek bir gazetecilik anlayışı ile ifade etmenizden büyük mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Umuyor ve diliyorum ki, bu çağdaş ve demokrat anlayışınızla, gazetenizi yayın hayatında çok ileri noktalara taşıyacaksınız. Bununla birlikte, aslında 06 Mart 2006 tarihinde www.sendika.org internet sitesinde Ali İhsan Arı imzası ile yayımlanan ve fakat gazetenizde Eray Şahin tarafından da aynen alınarak paylaşılan (ancak bu alıntıyla ilgili herhangi bir not, adı geçen kişi tarafından yazıda belirtilmemektedir) “Lastik İşkolundaki Sendikal Mücadelenin Analizi” başlıklı yazıda, sendikamız Lastik-İş’le ve taşıt lastiği toplu iş sözleşmeleri ile ilgili olarak gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan, tam anlamıyla yalan-yanlış bilgi ve duyumlara dayandığı anlaşılan bir yazı yayınlanmış bulunmaktadır. Öncelikle belirtmek isterim ki, DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikası 1949 yılından günümüze kadar ülkemizdeki işçi hareketinin öncü kurumlarından birisi olarak varlığını sürdürmektedir. Sendikamız ülkemizin içinden geçtiği tüm çalkantılı dönemlerde üyelerinin hak ve çıkarlarını, karşı karşıya kaldığı olağanüstü zorluklara rağmen korumayı başarmış ve günümüzde Türkiye sendikal hareketi içinde örnek gösterilecek biçimde yer edinmiş bir sendikadır. Gazetenizdeki söz konusu yazıda sendikamızın hem geçmişi hem de bugünüyle ilgili olarak ortaya atılan dayanaksız, gerçekdışı iddialar ve lastik sözleşmeleri konusunda belirtilen görüşler tümüyle gerçek dışıdır. Lastik-İş genel Başkanı olarak şahsıma ve yönetimime yönelik eleştiriler de açıkça maksatlı bir yaklaşımı ifade etmektedir. Yazıda çok önemli bilgi yanlışlıkları bulunmaktadır. İddia edildiği gibi Goodyear, Pireli ve Brisa işyerlerinde sürdürülen toplu iş sözleşmelerinin hiçbirisi Yüksek Hakem Kurulu’nda bağıtlanmış değildir. “Lastik-İş yönetimini Yüksek hakem Kurulu’ndan medet ummakla” suçlamak, yaşanan gelişmeler karşısında bilgisizlik değilse, ancak kötü niyet olarak adlandırılabilir. Çünkü sendikamız ve Genel Başkan olarak şahsım tarafından Yüksek Hakem kurulu’nun bağıtladığı sözleşmelerin niteliği çok iyi bilindiğinden, kazanılmış hakları koruyabilmek için, toplu sözleşmelerimizin Yüksek Hakem Kurulu’na götürülmesi engellenmiştir. Bu nedenle, yazıda “lastik sözleşmelerinin son 3-4 dönemdir Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlandığını” öne süren görüşler ve buna bağlı değerlendirmeler açıkça “yalan söylemek” anlamına gelmektedir. Bu yazı ile bir yandan lastik işçilerinin çıkarları savunuluyormuş gibi gösterilirken, aslında işçilerin mücadelesine ihanet edilmektedir. Zira, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tam ortasında yalan yanlış bilgilerle sendikayı eleştirmek, sadece işverenlerin çıkarına hizmet edecek bir tutumdur. Gerek siyasal iktidarlar, gerekse işverenler tarafından uzun süredir hedef alınan Lastik-İş Sendikası için sözleşme müzakerelerinin en sıcak şekilde sürdürüldüğü bu koşullarda, ancak siyasal iktidarın ya da işverenlerin temsilcisi olmakla mümkündür. İşçi sınıfının ve işçilerin demokratik mücadelesinin yanında olanların böyle bir davranış içinde olması düşünülemez. Kaldı ki, yazıda yaklaşık 10 yılı aşkın bir süredir siyasal iktidarların sendikamıza ve lastik işçilerine karşı işverenlerin desteğiyle uyguladığı “Grev Erteleme Kararları”nın doğrudan eleştirilmemesi de dikkat çekmektedir. Yazıda, toplu sözleşmelerin içeriği konusunda verilen bilgilerin ve yapılan yorumların da gerçeklerle hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Şu anda sürdürülen müzakerelerde işverenler parasal hükümler dışında 20’yi aşkın sözleşme maddesini değiştirmek için taleplerini öne sürmüşlerdir. Bu taleplerin çok büyük bölümü 4857 sayılı Yeni İş yasası’nda yer alan çalışma koşullarını esnekleştirici nitelikteki maddelerin toplu sözleşme hükmü haline getirilmesini amaçlamaktadır. 40 yılı aşkın bir süredir büyük mücadelelerle kalıcı hale getirdiğimiz “Çalışma Saatleri”, “Fazla Çalışma”, “Yıllık izin”, “Geçici işçi”, “Yeni İşe Giren İşçinin Ücreti” gibi düzenleyici maddeler tümüyle değiştirilmek istenmektedir. Bununla da kalınmayarak “Özel Sağlık Sigortası” örneğinde olduğu gibi işçiler ve aileleri için hayati önem taşıyan haklar da ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Yazıyı yazan ve de ondan alıntı yapan kişi ya da kişilerin bilmediği (!) gerçek, bu konularda Türkiye çapında en büyük direnci gösteren sendikanın Lastik-İş Sendikası ve onun Genel Başkanı olarak şahsımızın olduğu gerçeğidir. Şu anda bağıtlanıp uygulanmakta olan sözleşmelere göz atan herkes, şahsımın başkanlığındaki Lastik-İş Sendikası’nın kazanılmış hakları korumak ve 4857 sayılı Yasa’nın esneklik adı altında işçileri köleleştirici sonuçlar doğuran hükümlerine karşı çıkmak açısından diğer tüm sendikalardan ne kadar farklı ve başarılı bir pratik içinde olduğunu hemen fark edecektir. Lastik-İş Sendikası, ülkemizdeki işçi haklarının bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da en kararlı savunucusu olacaktır. Önümüze çıkarılan kasıtlı dedikodulara dayalı engeller bu kararlılığımızı kesinlikle etkileyemeyecektir. Sendikamız üyesiyle, örgütüyle işçilerin hak ve özgürlüklerini koruyup geliştirmek için her alanda adımlar atmaya devam edecektir. Gazetelerde ve diğer medya organlarında yazı yazanlar ve/veya alıntı yapanların, kamuoyunu yansız, önyargısız ve doğru bilgilendirme gibi ağır bir sorumlulukları sözkonusudur. Yayınlanan bu nitelikteki yazılar ile şu anda Goodyear, Pireli be Brisa toplu sözleşme görüşmelerini sürdüren sendikamızın işçi hak ve özgürlüklerini koruyup geliştirme mücadelesine ancak zarar verilebilir. Ama sendikamız her türlü güçlük karşısında olduğu gibi bu türden gerçek dışı dedikodu ve karalamaların da üstesinden gelebilecek kararlılık ve güçtedir. Sizleri ve de tüm kamuoyunu sendikamızın siyasal iktidarlara ve işverenlere karşı sürdürmekte olduğu bu haklı, meşru ve onurlu mücadeleye destek olmaya ve basın özgürlüğü alanındaki inisiyatiflerinizi daha sorumlu bir biçimde kullanmaya çağırıyoruz.
|