Kocaeli’de yaşayanlar, Lastik-İş’i; Brisa, Goodyear, Pirelli gibi büyük sanayi kuruluşlarında örgütlü olarak biliyorlar.Ancak Lastik-İş, Kocaeli’nin dışında Sakarya, İstanbul ve İzmir’de de şubeleri bulunan, çok sayıda büyük sanayi kuruluşunda örgütlü bir sendika.
Türkiye’nin en eski sendikalarından biri.
Sendikal hareketin tarihine damgasını vurmuş bir oluşum.
Rıza Kuas gibi sendikal mücadelede efsaneleşmiş bir adamın izinde yürüyen bir hareket.
Bugün 10 bin üyesiyle, kullandığı bütün gayrimenkulleri satın almış, sosyal tesis yapmış büyük bir sendika Lastik-İş.
Yarınlarda; otel, hastane gibi yatırımlar hedefleyen, klasik sendikacılık anlayışının dışına çıkmış bir oluşum.
İşte büyük ve önemli organizasyonun başında, uzun yıllardan beri İzmitli bir hemşerimiz var.
Abdullah Karacan.
İzmitli olduğunu hiçbir zaman unutmayan, sürekli yükselmesine rağmen İzmit’ten hiçbir zaman kopmayan bir hemşerimiz Abdullah Karacan.
Son dönemde, en yükseğe tırmanan İzmitli.
Üstelik, yaşadığı kentin çocuklarına, kendi bölgesinin insanına, her zaman sahip çıkan biri.
Bugün Kocaeli’de, İzmitlilerin ağabeyi-babası olarak anılan biri Abdullah Karacan.
Bir süredir görüşmüyorduk.
Sayın Karacan ile birlikte Lastik-İş Sendikası’nın İstanbul Üsküdar’da bulunan genel merkezine gittik.
Üsküdar’da bulunan 5 katlı genel merkez binasına ben ilk kez gidiyordum.
Bu binaya hayran kaldım. Pırıl pırıl bir bina. İçinde toplantı salonlarından tutun, konferans salonlarına, şık bir yemek salonuna kadar, bütün ince ayrıntılar düşünülmüş.
Lastik-İş’in bu büyük genel merkez binasını gördüğümde, diğer sendikaları düşündüm.
Hem Kocaeli’nin, hem de Türkiye’nin anlı şanlı sendikalarını…
Üyelerine çay içecek doğru düzgün bir yer bile sağlayamayan sendikalarını…
Üstelik Lastik-İş; diğer tüm şube binalarını olduğu gibi, burayı da satın almış. Yani sendikanın kendi mülkü.
Abdullah Karacan, yıllar önce oturacak sandalyesi bile bulunmayan bir sendikayı bugünlere kadar getirmiş.
İstanbul’un göbeğinde 5 katlı genel merkez binası dikmiş. Sonra bütün şube binalarını satın almış, hiçbir yerde kirada değiller, hep kendi mülklerindeler.
Lastik-İş’ten daha zengin sendikalar var, daha güçlü, daha büyük oluşumlar var.
Hiçbirinin dikili ağacı bile yokken, bugün Lastik-İş’in dev binaları, harika bir sosyal tesisi var.
Geçtiğimiz günlerde Sakarya Şubesi’ne de sessiz sedasız yeni bir bina almışlar.
Birçok sendika, yaptığı sözleşmelerde hak kayıpları yaşarken, bizim buradaki lastik işçisi gerçekten çok güzel, gıptayla bakılan sözleşmelere imza atıyor.
Eşit işe-eşit ücret maddesinden vazgeçilmiyor. Bu maddeyi koruyan belki de dünyadaki tek sendika Lastik-İş.
İzmitli bir hemşerimizin, sadece Kocaeli’de değil, İstanbul’da yaptıklarını da gidip görmek gerçekten gurur verici.
Bugün İstanbul’a yolu düşenler, Üsküdar’a giderlerse, kentin merkezinde beş katlı pırıl pırıl bir bina görecekler.
Gidip içeride kahve içebilirler, hemşerimiz ne kadar güzel bir eser kazandırmış diye gurur duyabilirler.
Gurur duyulacak örnekler, giderek azalıyor çünkü.Lastik-İş’in başarısı da çoktan Kocaeli sınırlarını aşmış. Türkiye sınırlarını da aşıyor.
Lastik-İş artık küresel devler liginde, dünya çapında kendisinden söz ettiren bir sendika olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Başarılar diliyorum.
Bir İzmitli olarak; hemşerimizin başarılarını, eserlerini gördükçe, gerçekten gurur duyuyorum.
LASTİK’TE NELER OLUYOR?
Genel Merkez binasında görüştüğüm Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Abdullah Karacan ile lastik sektöründeki son gelişmeleri de konuştum.
Küresel ekonomik kriz ve Türkiye’ye yansımaları, birçok sektörü olduğu gibi lastik sektörünü de etkiliyor.
Abdullah Karacan, mevcut tabloyu anlatıyor, ancak iyimser konuşuyor.
“Bugünleri de kısa sürede atlatacağız” diyor.
Pirelli’de yaşanan duruşla ilgili şunları söylüyor; “Pirelli’nin radyal bölümünde üretim yüzde 50 düştü. 7 gün aralıklarla gerçekleşen duruşta, yükü büyük ölçüde işveren üstleniyor. 14 günün 9 gününü işveren karşılarken, 5 günü işçi karşılıyor”
Goodyear’da bir sıkıntı olup olmadığını soruyorum.
Oradaki sıkıntıların da en kısa sürede aşılacağını söylüyor.
Brisa’daki durumun, diğer fabrikalara göre daha iyi olduğunu da söylemeden edemiyor.
Kuşkusuz Avrupa’da, dünyada büyük bir ekonomik kriz var.
Bu ekonomik gelişmelerden etkilenmemek mümkün değil.
Dünya ekonomisini okumaya devam edeceğiz, işlerin bir an önce düzelmesini bekleyeceğiz.
Bizim elimizden gelen bu!