HABERLER
Sendikamızın Grev Kararı Açıklaması

28.04.2006






LASTİK-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ABDULLAH KARACAN’IN
28.04.2006 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMASI

              Değerli Basın Mensupları,
       15.12.2005 tarihinde başlayan Pirelli, Goodyear ve Brisa işyerlerini kapsayan lastik işkolu toplu iş sözleşmesi görüşmeleri bugüne kadar anlaşmayla sonuçlanamamış ve şu an itibarı ile grev aşamasına gelinmiş bulunmaktadır.
       Sendikamız toplu sözleşme görüşmelerinin başlangıcından bu yana olumlu bir tavır sergilemiş ve anlaşma içerisinde müzakereleri tamamlamak istemiştir. Ancak işverenlerin ortaya çıkan tüm olumsuzlukları işgücü maliyetine bağlayan yaklaşımları nedeniyle bir anlaşma ortamı yakalanamamıştır. Bu nedenle, sendikamız tarafından bugün itibariyle, adı geçen her üç işyeri için, 28.04.2006 Cuma günü, 2822 sayılı yasa hükümlerinin bir gereği olarak “Grev Kararı” alınmış bulunmaktadır.
        Hemen belirtmek istiyoruz ki, toplu sözleşme görüşmelerini sürdürdüğümüz lastik işkolunun ülkemiz ekonomisi içerisindeki yeri ve önemi sendikamız tarafından gereği gibi değerlendirilmektedir. İşkolumuzun üretim, istihdam, katma değer ve ihracat açısından önemini de çok iyi bilmekteyiz. Bu çerçevede işletmelerin karşı karşıya bulunduğu ya da bulunabileceği sıkıntıların ya da zorlukların hep farkında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Gerek dış alımın ulaştığı düzey, gerek uluslararası piyasada kauçuk ve petrol fiyatlarında ortaya çıkan hızlı artışlar, vergi ve diğer kamu kesintileri gibi maliyet kalemlerinin baskısı, gerekse aşırı değerli Türk Lirasına dayananan kur politikasının sektör üzerindeki sınırlayıcı etkisi, başlıca sorunlar olarak ortadadır.
      Sendikamızın bu sorunları yok sayarak gerçekleri görmezlikten gelecek bir düşünce içinde olması düşünülemez. Çünkü burada söz konusu olan şey, işyerlerinde çalışan binlerce üyemizin geleceği, insanca yaşayabilmesi ve işlerinin sürekliliğidir. Böylesine önemli bir konuda sendikamız her zaman gereken sorumluluğu ve olumlu bir sonuç için gereken iyiniyetli yaklaşımı göstermeye hazır olmuştur, olmaya da devam edecektir.
      Ancak, işverenler tarafından gerçek dışı olarak ortaya atılan, mevcut sıkıntıların temel nedeninin işçi ücretleri olduğu yönündeki kasıtlı propagandayı kabul etmemiz mümkün değildir.
      İşverenlerin gerek işyerinde işçilere yazılı olarak bildirdikleri, gerekse gazetelere verdikleri demeçlerde belirttikleri görüşlerin özü; işçilik maliyetlerinin son yıllardaki artışı yüzünden gerek kendi içinde, gerekse diğer işkollarına göre lastik işkolunda ücretlerin giderek yükseldiği, Türkiye’de lastik işkolunda ortaya çıkan sorunların temel nedenini işçi ücretlerinin yükselmesinin oluşturduğu, önceleri yüksek olmayan ücretlerde ortaya çıkan son artışlar dolayısıyla sektörün rekabet gücünü yitirdiğidir.
      Bu görüşlerin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Bu iddialar tümüyle yanlıştır ve spekülatif amaçlıdır.
      Rakamlar ortadadır ve açıktır.
     Lastik işçisinin işçilik maliyetinin işçi başına toplam satışlara oranının mevcut düzeyi, uzun yıllar ortalaması olarak sektör ortalaması düzeyindedir. 2005 yılında toplam satış gelirlerinde 2004’e göre bir artış öngörülmeyerek yapılan karşılaştırmalarda bile işçilik maliyetinin satışlar içindeki yeri 2000 yılındaki değere eşit çıkmaktadır.
      Lastik işkolu ücretleri ile ülkemizdeki diğer işkolları ücretleri arasındaki fark lastik çalışanları lehine açılmamıştır.
     
      Lastik işkolunda işçi başına üretim miktarları sürekli olarak artmıştır. İşçi başına üretim 2000 yılında 100 kabul edildiğinde, 2004 yılında 133 olarak gerçekleşmiştir. Bu değer önemli ölçüde üretim ve verimlilik artışının gerçekleştiğini açıkça ortaya koymaktadır.
      Lastik üreticilerinin işçi başına verimliliği yabancı ülkelerdeki kişi başına katma değerin önemli ölçüde üzerinde bulunmaktadır. Ücretlerin düşüklüğüne örnek olarak gösterilen Çin, Mısır, Hindistan, Polonya, Macaristan gibi ülkelerde, Türkiye’deki işçi başına verimliliğinin yarısından daha az bir ortalama verimlilik sözkonusu iken, İngiltere, Almanya, Fransa gibi gelişmiş ülkelerde, ülkemizden daha yüksek işçilik maliyetleri olmasına karşın, işçi başına verimlilik Türkiye’dekinden daha yüksek gerçekleşmemektedir. 6-7 Nisan 2006 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz Dünya Lastik İşkolu Konferansı’nda değişik ülkelerden gelen sendika temsilcilerinin ortaya koyduğu rakamlar da, bu durumu teyit eder niteliktedir.
      Aynı işçilik maliyetleri ile üretim yapan Goodyear, Pirelli ve Brisa’nın satış ve kar değerlerine bakıldığında çok büyük farklılık görülmektedir.
      İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’’na resmi olarak sunulan, 2005 yılı rakamlarına göre, Goodyear Şirketi net 2,5 trilyon zarar ederken, Brisa net 60 trilyon kar etmiştir. Bu değerler de işkolunda ortya çıktığı iddia edilen ekonomik sorunların işçilik maliyetinden kaynaklanmadığını açıkça göstermektedir. Zira, eğer sorun işçilikten kaynaklansaydı, her iki şirketin aynı birlikte zarar etmeleri gerekirdi.
     
      Benzer şekilde, Goodyear Şirketi 2004 yılında 25 trilyon kar etmiş, 2005 yılında 2005 yılında 2,5 trilyon zarar etmiştir. İki yıl arasında doğan 27,5 trilyonluk farkın nedeni, iddia edildiği gibi, işçilik maliyetlerinin artışı olmuş olsaydı, bütün diğer değerler sabit tutulduğunda, bu artışın % 50 olması gerekirdi. Oysa ki ücretlerdeki artış oranı % 7 civarında olmuştur ki, satışlar ve diğer rakamlar da benzer şekilde artış göstermiştir.
      Dolayısıyla işverenlerin kamuoyunu yönlendirmek amacıyla ortaya koyduğu görüşler, yanıltıcı ve maksatlıdır.
     
      Öte yandan sendikamızın toplu sözleşme taleplerinin aşırılığı konusunda yapılan ve yapılacak her türlü değerlendirme de gerçeklerden uzaktır. Toplu sözleşme taleplerimiz bilinçli ve dengeli bir yaklaşım içinde oluşturulmuş, müzakere sürecine büyük bir sorumluluk duygusu içinde hazırlanılmıştır. Sendikamızın müzakereye açık olarak verilen taleplerinin tamamının karşılanması halinde bile, ortaya çıkan sonuçlar diğer işkollarındaki benzer işyerleri içinde hiçbir aşırılık göstermemektedir.
     
       Oysa müzakere sürecinin başından bu yana, işverenlerin ortaya koydukları yaklaşımlar ve davranışlar müzakereyi olumlu etkileyecek nitelikte olmamıştır. Başlangıçta kamuoyuna yanıltıcı bilgiler yansıtan ve müzakereyi adeta kamuoyuyla yapmaya yönelen işverenler, sendikamızın sorumlu davranışı karşısında bu tutumlarını sürdürememiş, ancak toplu sözleşme masasında kabul edilemez talepler gündeme getirmişlerdir.
     
      4857 sayılı İş Yasası’nın Çalışma Süreleri, Fazla Çalışmalar, Yıllık İzinler gibi birçok hükmünü toplu sözleşme hükmü olarak teklif etmişlerdir. Bu talepler yaklaşık 50 yıldır çok büyük mücadelelerle elde edilmiş olan temel haklarımızın bir çırpıda yok edilmesi anlamına gelen talepler niteliğindedir.
     
      Uzun müzakereler ve sendikamızın kararlı tutumu sonucunda bu taleplerini geri çekmek zorunda kalan işverenler, bu kez toplu sözleşmemizin temel hükümlerini değiştirmek ve bu yolla kazanılmış hakları yok etmek politikasına yönelmiş bulunmaktadırlar. Geçici İşçi, Yıllık İzin ve Yeni İşçinin Ücreti maddelerinde, toplu sözleşme hükümlerini alabildiğince esnek bir düzenlemeye tabi tutmak istemektedirler. Ayrıca ücret zamları ve diğer parasal yardımlar konusunda da hiçbir artış önerisi getirmedikleri gibi, işçilerin en temel haklarından olan Sağlık Sigortası uygulamasını da kaldırmak istemektedirler.
     
       Sendikamız toplu iş sözleşmesinin kazanılmış hakları koruyan ve makul artışlar içeren bir çerçeve içinde bağıtlanması için elinden geleni yapmaya hazır olarak mücadelesi sürdürmektedir. Ancak işverenlerin belirtmeye çalıştığımız kabul edilemez nitelikteki talepleri dolayısıyla bugüne dek uyuşmazlığı sona erdirip bir toplu sözleşme bağıtlamak mümkün olamamıştır. Bu nedenle sendikamız 28.04.2006 Cuma günü Goodyear, Pirelli ve Brısa işyerlerinin tamamında “Grev Kararı” almış bulunmaktadır.
     
       Dileğimiz işverenlerin sorumluluklarını bir kez daha hatırlayarak toplu sözleşmenin bağıtlanabilmesi için çaba göstermeleridir. Sendikamız ne olursa olsun “Grev” yapma anlayışında kesinlikle değildir. Ancak temel hak ve özgürlüklerimizin baskı altına alındığı ve kazanılmış haklarımızın yok sayıldığı bir toplu sözleşmeye imza atmama konusunda da  kesin bir kararlılık içindedir.
     
       Basının ve kamuoyunun bu haklı mücadelemizde bizimle birlikte olacağına inanıyorum.
                                                                                                                                                         Saygılarımla,
                                                                                                                                                             Lastik-İş Sendikası
                                                                                                                                                           Genel Merkez Yönetim Kurulu Adına
                                                                                                                                                        Genel Başkan
                                                                                                                                                           Abdullah KARACAN



 
     
Site içi arama:

Lastik-İş'ten Haberler



Adres: Küçük Çamlıca Mah. Üçpınarlar Cad. No:83 RIZA KUAS Genel Merkez Binası 34696 Üsküdar İSTANBUL
Tel: (0216) 339 04 00 (Pbx) Fax: (0216) 339 23 13
E-Posta: lastik-is@lastik-is.org.tr



Her Hakkı Saklıdır. Copyright www.lastik-is.org.tr